HES kodu ile seyahat edilebilecek

PAYLAŞ

Daha önce kontrollü sosyal hayatı kolaylaştıracak "Hayat Eve Sığar" mobil uygulamasından bahsettiğini anımsatan Koca, mobil uygulamanın kullanıcı sayısının 10 milyonu aştığını, uygulamanın evden çıkıldığında vatandaşlara rehber olacağını söyledi.

Bulunulan ortamda veya gitmek istenilen yerin ne ölçüde risk taşıdığının görülüp, anında tedbir alınabilineceğini aktaran Koca, "Uygulamanın çok önemli diğer bir fonksiyonu da şudur; bireyler risk taşımadığını, hasta veya temaslı olmadığını bu uygulama aracılığıyla gösterebilecek." diye konuştu.

"Mobil uygulama üzerinden alacağınız kodu kullanarak uçak ve tren seyahati yapabileceksiniz"

Uygulamanın uçağa binerken, serbest giriş kartı olacağını dile getiren Koca, hastalıkla mücadelenin bu döneminde seyahatlerde kişilerden risk taşımadığını göstermesinin isteneceğini kaydetti.

Bu bilginin dünyada artık karşılıklı hak olduğuna değinen Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Salgınla bulaşan hastalıklarla ilgili, sosyal hayata katılım söz konusu olduğunda, özel bir bilgi değildir. Bu uygulamaya öncelikle şehirler arası ulaşımda geçiyoruz. Mobil uygulama üzerinden alacağınız kodu kullanarak uçak ve tren seyahati yapabileceksiniz. Seyahatlerde sağlık durumlarının kontrolü, ilgili seyahat firması tarafından sağlanacak ve buna göre tedbir alınacak. Sonradan bir yolcuya eğer virüs bulaştığı tespit edilirse, yolculuk esnasında temas ettiği kişilerin takibi yapılacak. Tüm ulaşım süreçlerinde, 'Hayat Eve Sığar' mobil uygulaması üzerinden, HES kodu oluşturulabileceği gibi kısa mesaj yoluyla da HES kodu alınabilecek. Böylece seyahatlerde tüm yolcuların en üst düzeyde güvenliği sağlanmaya çalışılacak. "

HES kodlarının kişiye özel üretilen tekil kodlar olduğunun altını çizen Koca, kontrolü ve yönetiminin kişinin elinde olacağını vurguladı.

T.C. kimlik numarası gibi sabit olmadığını, her paylaşımda farklı bir kodun oluşturulacağına dikkati çeken Koca, kod sayesinde kimsenin kimlik numarası gibi kişisel bir bilgiyi başkasıyla paylaşmak zorunda kalmayacağının altını çizdi.

Mobil uygulama ve HES kodunun, önümüzdeki günlerde yaygın kullanımının hayatı kolaylaştıracağını aktaran Koca, COVID-19'un sadece sağlık değil sosyal hayatı, çalışma hayatı ve insan etkinliğinin birlikte gerçekleştiği alanların neredeyse tamamını içerecek tedbirler gerektirdiğini anlattı.

Salgın boyunca sadece insanların hasta olmadığını, riskle sadece kişilerin karşılaşmadığını, ekonomilerin de ticaretin de eğitimin de salgın karşısında zayıf düştüğünü söyleyen Koca, salgınla mücadelenin bir cephesinin de kültürel hayattan ekonomiye bütün hayatın yeniden sağlık bulmasını amaçlayacağını dile getirdi.

"Sağlık yatırımları, sosyal refahın şartıdır"

Bunlarla birlikte dünyanın "Her işin başının sağlık" olduğunu idrak ettiğini, bunun salgın karşısında gerileyen her şeyi içerdiğini bildiren Bakan Koca, "Ülkemizde sağlığa yapılan yatırımlar büyük bir isabettir. Başta kendimizin sorumlu olduğumuz sağlık güvenliğimiz, yüksek bir haktır. Sağlık yatırımları, sosyal refahın şartıdır. " şeklinde konuştu.

Ramazan Bayramı'nın kutlanacağını anımsatan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bayram sözün, sarılmanın yerini tutacağı, hürmet ve tebessüm dolu bakışın, mesafeyi aradan kaldıracağı bir bayram olacak. Bu bayram büyüklerimizle, akrabalarımızla dostlarımızla bir araya gelemiyoruz, 'el öpenlerin çok olsun' sözünü belki sadece telefonda söyleyebiliyoruz. Ama yakınlıklar kurmanın, yakınları ifade etmenin yolları sayısız. En güzel kutlamaları almanızı diliyorum. Bayramınız mübarek olsun, hepinizi gönülden kutluyorum. Saygı ve sevgilerimi sunuyorum."

"Sağlık turizmi sezonunu erken başlattık, yani bugünden itibaren"

Sağlık turizmi kapsamında, bugünden geçerli olmak üzere 31 ülkeden gelen hastaların kabul edilmesine ilişkin, şu ana kadar bir başvuru olup olmadığı ve Türkiye'nin gelecek günlerdeki sağlık turizmine ilişkin hedefleri sorulan Koca, sağlık turizmini çok önemsediklerini vurguladı.

Bu süreçte sağlık turizmini de kontrollü yapmayı amaçladıklarına işaret eden Koca, şunları kaydetti:

"Sağlık turizmi sezonunu erken başlattık, yani bugünden itibaren. Burada yapılan özellikle pandemi açısından sorunun daha minimal olduğu 31 ülke için bu başlatılmış oldu. Şu an uluslararası uçuşların olmadığını da biliyoruz. Burada gerektiğinde, talebe göre charter seferleri de düzenlenebilir olacak. Bununla ilgili bugünden itibaren sadece bakanlığımız değil hem üniversiteler hem özel sektör hem kamu kurumlarına müracaat eden kişiler, tespit ediliyor, müracaatlar alınıyor. Bu müracaatlara göre, yoğunluğa göre gerektiğinde charter seferleri dahil olmak üzere de düzenlenmiş olacak."

Libya Sağlık Bakanı ile bugün bir görüşme yaptıklarını aktaran Koca, şöyle devam etti:

"Son derece memnun oldular, bu anlamda çok hastalarının olduğunu söylediler ama biz bu sağlık turizmini yaparken özellikle bulundukları bölgede testlerini son 2 gün içinde yapmış olmalarını önemsemekle birlikte Türkiye'ye gelişlerinde bu testlerin yapılmasını şart koşuyoruz. Yanlarında gelecek olan sabit bir, en fazla iki kişi olmak üzere onların da burada hangi şartlarda, hastane ortamında kalabileceklerini belirten bir genelgemiz de oldu. Bu da yayınlamdı. Dolayısıyla bu çerçevede biz, COVID'li hasta değil daha çok hangi hasta gruplarını kabul etmemiz gerektiğini, branşları da belirlemiş olduk. Özellikle bu anlamda yurt dışı hastaya hizmet verebilecek ortamları, daha ayrı ortamlar yaparak planlamak istiyoruz."

İstanbul'daki yeni hastaneler sağlık turizminde de kullanılacak

Fahrettin Koca, yarın açılışı yapılacak Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin ağırlıklı olarak sağlık turizminde kullanacakları bir hastane olacağını belirterek, benzer şekilde önümüzdeki günlerde açılışı gerçekleştirilecek Sancaktepe ve Yeşilköy'de yapılan acil durum hastanelerini sağlık turizmi açısından da kullanmak üzere planladıklarını ifade etti.

Sadece bu iki hastanenin sağlık turizmi için devrede tutulmayacağının altını çizen Koca, "Bu iki hastanede 1000 yatağın 400'ü yoğun bakım yatağı olarak planlandı ve istenildiğinde bütün yatakları yoğun bakım yatağı olabilecek şekilde yapıldı. Yani kalıcı, çok amaçlı acil durum hastanesi olarak fonksiyon görecek bu iki hastane." diye konuştu.

Aynı zamanda her bir hastanenin en az 80-100 yatağının diyaliz hastaları için ayrılacağını aktaran Koca, bunun dışında İstanbul'da yoğun bakım ihtiyacının çok fazla olduğunu, o nedenle her iki bölgede 400'er yataklı yoğun bakımların devreye girmesiyle İstanbul'daki yoğun bakım sorununun çözüleceği bilgisini verdi.

Bakan Koca, özellikle COVID-19 döneminde yoğun bakım ihtiyacı olduğunda kullanmayı hedefledikleri acil durum hastanelerinin daha sonrada yoğun bakım ihtiyacı, diyaliz, rehabilitasyon ve sağlık turizmi için de devrede olacağına dikkati çekti.

Bu iki hastaneye yeni tip koronavirüs (COVID-19) nedeniyle hayatını kaybeden ve kendisinin de hocası olan Murat Dilmener ile Feriha Öz'ün adının verilmesinin son derece önemli olduğuna değinen Koca, "Bu hastanelere bu hocaların ismi için bile bu hastanelerin yapılmasını son derece önemli olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü çok kıymetli insanlardı, çünkü bunlar hocaların hocasıydı." ifadelerini kullandı.

"R0 veya R değeri olarak bu oranın 0,72 olduğunu söyleyebilirim"

Koca, virüs bulaştırma katsayısı R0 değerinin ne olduğuna ilişkin soru üzerine, R0 değerinin hastalığın yayılım hızını gösteren bir katsayı olduğunu belirterek, "Burada kabaca R değeri olarak söylediğimizde ben geçen bir oran vermiştim o özellikle bu güne kadar olan dönemin ortalaması olan bir R değeriydi. Bugün itibarıyla R0 veya R değeri olarak bu oranın 0,72 olduğunu söyleyebilirim. Yani her geçen gün oranın düştüğünü ve giderek bu bulaşıcılık hızının azaldığını, sayıların giderek düşmeye devam ettiğini gösteren bir oran." şeklinde konuştu.

Sınavlarda maske kullanımı

Üniversite ve liselere giriş sınavlarında öğrencilerin maske takıp takmayacağına ilişkin bir soru üzerine Bakan Koca, şu yanıtı verdi:

"Öğrencilerimizle ilgili bu konu Bilim Kurulunda birkaç defa görüşüldü. Bugün de bu konu tekrar görüşüldü. Özellikle bu konuyla ilgili bir rehber de yayınlanmış olacak. Ben şimdiden şunu söyleyebilirim; bütün öğrencilerimizin maske ile sırasına oturması istenecek. Yani herkesin maskesiyle imtihana gireceği sıraya oturması sağlanacak ve mesafe korunabiliyor ise bizim belirttiğimiz, rehberde belirtilen mesafeler anlamında söylüyorum. Mesafe korunabilir bir sınıfsa o durumda maskesini çıkarmasını Bilim Kurulu öneriyor. Yani özellikle maskeli olacak, fakat imtihan anında bu maskenin devam etmesi gerekmiyor, maske çıkarılabilir. Bununla ilgili de zaten bir rehber hazırlığı yapılıyor."

"Antikor testinin hızlı eliza yöntemiyle yapılabilir olmasını önemsiyoruz"

Yeni tip koronavirüsü (COVID-19) kuluçka döneminde tespit edilebilecek erken tanı kiti çalışmalarıyla ilgili soru üzerine Bakan Koca, bu konuyla ilgili hem TÜBİTAK'ın hem de Bakanlığın desteklediği yirmiye yakın çalışma bulunduğunu, bunların bir kısmının antikor safhasıyla bir kısmının da PCR ile ilgili daha hızlı sonuç vermeye odaklı çalışmalar olduğunu vurguladı. Koca, "Esas şu dönemde en çok antikor testinin hızlı eliza yöntemiyle yapılabilir olmasını önemsiyoruz. Çünkü eliza yöntemiyle yapılan testin yüzde 100'e yakın oranda doğruluk payının olduğunu biliyoruz." diye konuştu.

Son haftalarda test sayılarında görülen iniş çıkışlara ilişkin soruya Bakan Koca, "Bilim Kurulunun kimlere test yapılabilir diye bir algoritması vardı. Bu çerçevede müracaat edenlerden numuneler alınarak yapılmış oluyor." şeklinde yanıt verdi.

"OSB'lerde 50 bine yakın kişiyi taradık"

Bu süreçte OSB ve benzeri yerlerde de test sayılarını giderek arttırdıklarının altını çizen Koca, şöyle devam etti:

"Yakın zamanda havaalanlarında da yurt dışından gelen yolculara testin yapılması şeklinde bir çalışmamız var, gümrük ve sınır kapıları dahil olmak üzere. Dolayısıyla önümüzdeki dönem bu test sayıları, semptom veren kişilerde yapan değil belli bölgelerde herkese yapılması şeklinde bir algoritmaya dönmüş oluyor. Ayrıca bütün toplumun hem PCR değeriyle hem antikor çalışmasıyla ilgili TUİK ve Halk Sağlığımız arasında görüşmeler yapılarak bir noktaya gelmiş oldu. Orada da biz toplumdaki yaygınlığını daha net görmüş olacağız. Bugün yine bir toplantı yaptılar.

Bir noktaya gelinmiş oldu. Şu an OSB'lerde 50 bine yakın kişiyi taradık. 50 bin test yapıldı. Bu test edilenler içinde pozitif çıkma oranı binde 3,5, yani çok da düşük olduğunu söylemek istiyorum. Esas ne kadarı geçirmiş durumda, onu daha bilmiyoruz. Onu da demin dediğim halk sağlığı çalışmamızla daha net söyleyebilir olmuş olacağız. Yani önümüzdeki dönemde sadece semptomu olan değil belirli alanlarda herkese yapılabilir olan bir algoritmaya da dönmüş olduk."

65 yaş ve üzerine seyahat izni

65 yaş ve üstü vatandaşların evde oturmalarından kaynaklanan bazı sağlık sıkıntılarının olduğu ve bu vatandaşlara yönelik yeni bir uygulama bulunup bulunmadığı sorusu üzerine Koca, 65 yaş ve üzeri büyüklerin bu dönemde çok büyük fedakarlık gösterdiğini, en çok uyum ve hassasiyet gösterenlerin de yine bu kişiler olduğunu vurguladı.

Koca, 65 yaş ve üzeri büyüklerle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü ve onlara bir müjde vereceğini belirtti. Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanımızın talimatları ve Bilim Kurulu ile de görüşmüş olduk. Bilim Kurulunun da o noktada önerisi doğrultusunda, 65 yaş üzeri büyüklerimizin memleketlerine gitme noktasında, sabit bir yere gittiğinden eminsek, sağlık açısından herhangi bir sorunları yoksa ilgili kaymakamlıktan yanlarında 1, zorunlu ise gerektiğinde en fazla 2 kişi olmak üzere, bir aylık tek yönlü gidiş olmak kaydıyla, bir aylık bir zaman zarfında dönmemek üzere bir izin durumu yarından itibaren söz konusu olacak. Bununla ilgili duyuruda ayrıca bugün İçişleri Bakanlığımız tarafından yapılmış olur."

Koca, bunun hareketliliği sağlayan bir unsura dönmemesinin önemini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Burada olabildiğince daha kontrollü bir geçişin sağlanması, gidilen yerin sabit olması, yine aile hekimliği tarafından takip edilmesi ve o sabit noktada yine evden dışarı çıkmama noktalarında izole edilebileceklerinden emin olmalıyız. O nedenle de bu hareketliliğin yoğun olmamasını önemsiyoruz. Daha kontrollü, daha uygun bir mekan söz konusu ise buraya geçişi sağlamak üzere bir yaklaşım içinde olunacak."

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN