Geleneksel yönü ile moderniteyi ve modern şiirin son örneklerinden biri olan Göç Defteri, geçtiğimiz hafta raflardaki yerini doldurmuştu, son dönem şiirinin güzel kalemlerinden biri olarak gözümüze çarpan şair İbrahim Yolalan imzasıyla...
Şiirinde manevi temelli söyleyişleri barındıran bir eser olduğunu ilk şiirinden itibaren ortaya koyan İbrahim Hoca'mızın Göç Defteri'nde, Mağlup Ordular Kışlağı, Dayatılmış Doğaçlama, Tereke başlıkları altında 3 Bölüm mevcut. 48 sayfalık bu eserde, gitmelerin yoğun olduğu çok özlü ifadeler buluyoruz. Özellikle içtenliğin seyrettiği mısralar mutlaka yanlışları sorgulamayı ve doğruları kendi içinde bulmayı amaçlayan küçük enstantenelere sahip felsefesini içinde barındırıyor.
Sayın Yolalan'ın şiirinde olan biten çok şey var; bazen kelimenin ismi oluyor bu, bazen de kelimede yer edinen anlam. Yer yer tarihsel olgu, kelime ve hatırlatıcı değinmeler ile şiirini bütünlüyor. Olayın bütününü veren değil, kırık anımsatmalar sonucunda şiirini daha da özgün hale getiren bir havayla yumuşak bir çerçeve çiziyor.
'Yalnızlık' olmayan, 'Yalınlaşabilen' şiiriyle Sayın Yolalan; toplumun içinde, hem yaşadığı ortama hem de özüne dönüt olarak kendi söylemini oluşturuyor. Kitabı okumaya başladığınızda salt olarak 'kelime, sözcük, söyleyiş' gibi söz grupları üzerinden şiirlerin oluşturulmuş olduğunu göreceksiniz; bu yönüyle de Göç Defteri açık, anlaşılır, okuyanın kendi yankısını bulabileceği ve bunun doğal sonucu olarak da Yolalan'ın şiirini daha ilk kitabında lokalden, ulusal bir ses bulacağı noktalara taşıyor.
Derviş gönüllü, durgun akan, var olduğu topluma sadık, sakin, sarsmadan beğeni toplayan bir hava var şiirlerin genelinde. Edebi yazınların her türünde olduğu gibi esin kaynağı alınan, şiirde sağlam kalemler olarak bilinen ve Edebiyat Tarihçiliğinde de çokça zikredilen isimler bir sonraki sanatçıları özgünlükleriyle birlikte çoğu yönleriyle etkilerler. Göç Defteri'ni bir şiir dosyası olarak ele aldığımızda: Cahit Zarifoğlu, Necip Fazıl ve Asaf Halet gibi yurdumuzun derin dünyaları olan isimleri bazı şiirlerde hissedilebiliyor.
Göç Defteri'ne bu çıktığı şiirin şirin göçünde, halkla buluşan yolculuğunda sonsuz başarılar...
“sen şehrin ötesine gidince
bereketi tükenip kurudu toprak
göğe yürüdü bütün buhar
tren gözlemekten usanmış kuşlar
sanki bölüşemeyip onca ıssızlığı
sanki göç eylediler yüreklerine”
İbrahim Yolalan