Kendimizi eleştirelim; ne kadar sağlıklı iletişim kuruyoruz?
Yıllarca okullarda bize öğretilen belli bir iletişim tanımı vardır. Bugün herkese sorsak “İletişim nedir?” diye, makul cevaplar alabiliriz. Ama gerçekte nedir? Önemli olan bunu bilmektir, uygulamaktır. Mevlana hazretleri, “Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır.” demiş ya, ne kadar da güzel özetlemiş aslında. İletişim kurmayı “Etkili İletişimde 10 Adım” vs gibi yazılarda aramaktansa öncelikle karşımızdakini anlamaya çalışmalıyız aslında. İletişimsizlik sorunu ne yazık ki her yerde karsımızda. Zaten çağımızın sorunlarındaki temel sebep bu. Yine fikirlerini doğru bir şekilde iletmek kadar üslup da önemlidir. Sen bir kişiye bağırarak bir şeyler anlatmaya çalışırsan doğal olarak tepki alırsın. Ne yazık ki sağlıklı iletişim kuramama sorununu günümüzde sağlık sektöründe de görüyoruz.
Son zamanlarda haberlere de konu olan; hasta yakını ile doktor iletişimsizliğini anlatan videoyu hepimiz izlemişizdir. Buradaki tavrın yanlışlığı, ben dâhil herkesçe kabul edilen bir olgu. İzlerken ne kadar da ayıplıyoruz değil mi? Peki ya kendimiz? Kendi kusurlarımızı fark edebilmek için sadece dışarıdan izlemek mi gerekiyor?
Bir düşünelim! En yakın yaşadığımız, sorunun sebebi neydi diye. Amirinizden azar mı işittiniz, niye acaba?Belki çok önemli olan bir evrakı unuttuğunuz için olabilir mi? Eğer geçen gün onu dikkatli dinleseydiniz bu sorun olur muydu? Veya iş yerinde arkadaşınızla dargınsınız, niye? Sorunlarınızı oturup konuşamadınız diye mi? Her sorunun altında az veya çok bir iletişimsizlik sorunu vardır. Herşeye sahip olabilme güdüsü bizi her geçen gün iletişimsizliğe sürüklerken artan egolarımız bunu kamçılar oldu.
Sağlıklı iletişim kurduğumuzda herşeyin daha kolay ve daha anlaşılır olacağını bir 5 dakika oturup düşünelim. Bunu hayatımızda ne kadar çok uygularsak o kadar çok mutlu olacağız. Güzel günleriniz olsun…